27 Kasım 2012

Karadağ - Kotor



Latincede Montenegro Karadağ anlamına geliyor ve şehrin ismi İtalyanlardan kalma. İtalyanlar şehri istila etmek için geldiklerinde gördükleri manzaraya bakarak Montenegro demişler buraya.

Gerçekten de Karadağ'ın kara kara ve sıra sıra dik dağlardan oluşan ilginç bir coğrafyası var. Avrupa’nın en güney ucundaki bu fiyordları görmek bizi çok heyecanlandırdı.

KOTOR KÖRFEZİ
Dubrovnik’ten sabah erkenden ayrılıp araba ile Karadağ’a gittik. Araba kiralayarak sınırı geçecekseniz mutlaka bu bilgiyi araç kiralama şirketine verin, çünkü sınırı geçebilmeniz için size ve arabaya bir sürü evrak hazırlamaları gerekiyor. Normal şartlarda sınıra 45 dakika içinde varabiliyorsunuz, o kadar yakın Dubrovnik – Karadağ arası. Sınır da çok kolay geçiliyor. Öyle uzun kuyruklarla ve bürokratik işlemlerle bayıltmıyorlar. Sınır civarında çok uyduruk görünen Duty Free’ler var. Sabahın erken saati olduğu için tümü kapalıydı ama açık olsa bile hiçbir çekiciliği yok mağazaların.

Karadağ bizim görmeyi merakla beklediğimiz bir ülkeydi ve tadının damağımızda kalacağını baştan biliyorduk.

Kotor körfezi girişindeki kasabalardan Herseg Novi ve Perast’a uğrayıp, sonrasında kıyıdan körfezi dolanarak Kotor, Budva şehirlerine ve Budvanın sosyetik adası Stefan Stevani’ye gitmek üzere program yaptık. Körfezi uzun uzun dolanmadan Herseg Novi’den karşı kıyı olan Tivat’a feribotlar da var. Dönüşte biz de bu feribotu kullandık. Bu sayede dönüşte hem Tivat’ı gezmiş olduk hem de yolu yarı yarıya kısalttık. Gidişte değil ama dönüşte mutlaka arabalı feribotu tercih edin bence.

Herseg Novi.. Uğramadan devam etmeyin.

İlk durağımız Herseg Novi. Burası 1300’lerde Bosna Kralı tarafından kurulmuş. Etrafta çok fazla Osmanlı mimarisinden örnekler var. Çok uzun süre Osmanlı hakimiyetinde kalıp Osmanlı’dan sonra Avrupa’nın elinde oyuncak olmuşlar. İlginç rivayetler var burayla ilgili hepsi de kanlı. Buram buram tarih kokuyor bu küçücük yer. Türkler de çok seviliyor burada.

HERSEG NOVİ 

Perast...

Buradan sonraki durağımız Perast. Çok hoş bir yer burası. Meydanda kocaman bir taş kahve var. Hemen karşısında Gospa Od Skrpjela adası. Bu adada yerleşim yok. Ancak nedenini anlamadığımız bir kilise inşa edilmiş. İsteyenler deniz taksilerle kiliseyi ziyaret edebiliyor.

GOSPA OD SKRPJELA ADASI
Perast- Kotor arasındaki yol boyunca denize girmek için harika yerler gördük. Plaj olmayan ama yolun kenarına yapılmış birkaç basamakla kolayca denize girilebilecek yerler bunlar. Perast'ı zaten çok sevmiştik. Bu özelliğinden dolayı daha çok sevdim ben. Hayalimizdeki ‘çek sağa hop suya’ tatilini burada gerçekleştirdik çünkü..

PERAST 
Kotor körfezini dolaşmak bir hayli uzun. Aslında yolların virajlı olması biraz yoruyor. Bunun dışında araba kullanması güzel bir yer. Kotor Körfezi aslında Bokelj adlı Orenj Dağlarından gelen bir nehrin yaptığı kanyon. Yani bu kanyonu dolduran Adriyatik denizinin altında bir nehir akıyor. Bu nedenle burada sular soğuk oluyormuş.
Kotor körfezini geçerken çok güzel manzaralar çıktı karşımıza ama yol o kadar dar ki kenara çekip her yerde de doya doya fotoğraf çekemedik.

Kotor’a vardığımızı limandaki dev cruise gemilerinden, lüks teknelerden hemen anladık. Dubrovnik’in masmavisi denizi Karadağ’da devam etse de dimdik siyah dağlar denize ve atmosfere değişik bir hava katmış. Böylesine derin bir kanal, vahşi ve farklı bir doğa görmek bizi çok mutlu etti. Ama şehre dışarıdan bakınca Dubrovnik’in başka bir versiyonu dedik. Etrafı göz alıcı surlarla çevrili ve aynı Dubrovnik gibi bir Ortaçağ şehri. Uzun yıllardır Unesco koruması altında. Tüm şehir 3 saat içinde bitecek kadar da küçük. Limanı şehirden daha kalabalık. Çünkü sabah gelip akşamüstü ayrılan gemilerin uğrak yeri burası.

Avrupa’nın en güneyinde ve en derin fiyordunun ucunda yer alan bu etkileyici şehri Barbaros Hayrettin de Osmanlı topraklarına katmak istemiş ama başaramamış.


KOTOR SURLARI
Şehrin surları Venedikliler tarafından inşa edilmiş ve kapısında  “Başkalarına ait olanı istemeyiz ama bizim olanı vermeyiz” yazıyor. Meşhur kapısı (Oriuz) Ortodoks meydanı ve Silah Meydanına açılıyor. 


KOTOR ORİUZ KAPISI
Meydanın en dikkat çekici yapısı St.Tryphon Katedrali. Meydanın etrafında Drago malikanesi ve belediye binası da yer almakta. Bir arka sokağındaki St Luka’da ise dedikodu meydanı denilen küçük alandaki su kuyusunu da görebiliyorsunuz. Şimdilerde Denizcilik Müzesi olarak kullanılan Grigurana malikanesi de burada.


SAAT KULESİ
ST TRYPHON KATEDRALİ
Etraf çok güzel taş binalarla dolu. Hepsi restore edilmişler ve bakmaya doyamayacağınız kadar güzeller. Sokaklar daracık, kalabalık ve cıvıl cıvıl. Dubrovnik’te görmeye alıştığımız pencere ve balkonlardan sarkan her türlü, çarşaf, havlu, don gömlek aynen Kotor’da da var. Sokakları da mis gibi kokutuyor bu yeni serilmiş çamaşırlar bu arada.


KOTOR ARA SOKAKLARI
Meydan da bir sürü turistik restoran var. Çok çaresiz değilseniz buralarda yemek yemeyin. Kotor yemek konusunda çok turistik ve çok başarısız. Onun yerine ara sokaklardaki cafe ve restoranları deneyin.


KOTOR ARA SOKAKLARI
Zaten meydanların tümü o kadar sıcak ki biz refleks olarak ara sokaklara kaçtık gölge oldukları için. Şehrin içinde çok yeşil alan yok. Bu da yüksek surlarla ve taş binalarla çevrili bu şehri yaz aylarında taş fırına çeviriyor. Haziran ayı için ultra sıcaktı Kotor. Şehrin kalesine bu sebeple çıkmaya üşendik biz. Gerçi kalenin tepesine doğru bayağı tırmanmıştık ama son 100 m hepimiz için öldürücü oldu.  Şehrin tarihine, yaşamış olduğu savaşlara bakınca, o sıcağa, o dik dağlara, o yüksek surlara rağmen bir sürü milletin buralara tırmanmakta üşenmediği çok açık.


KOTOR STARİ GRAD
Çok güzel ve tarih kokan bir şehir burası. Tarihi görüntüsünün aksine balkonlarından sarkan renk renk çiçekler, kaldırımlarda sohbet eden sakinleriyle gayet aktif ve dışa dönük bir hali var. 
KOTOR SOKAKLARI
Tarihi yapıların büyük kısmı ev, otel ve restorana dönüştürülmüş. Avrupa’nın zenginleri bu tarihi doku için Kotor’dan ev alma yarışına girmişler. Krizden önce evlerin metrekaresi 7 bin TL’yi bulurken, krizle 3 bin TL’ye inmiş. Şu anda fiyatlar gayet uygun ilgilenenler için.
Akşam saatlerinde gezilmesi daha keyifli bu arada. Gündüz sıcaklarını koylarında denize girerek, akşam saatlerini şehirde gezerek geçirmenizi tavsiye ederim.


KOTOR KALESİ GİRİŞİ
Gezmesi çok keyifli, doğası şaşırtıcı olduğu kadar heyecan verici bir yer Kotor körfezi. Tek kelimeyle ilham verici. Tekrar tekrar gelinip, farklı yerler keşfedilecek kadar da zengin.

Görülmesi gereken yerler:

  • Herseg Novi kasabası
  • Perast Kasabası
  • Gospa Od Skrpjela Adası
  • Saat Kulesi
  • Sveti Ivan Kalesi
  • Sveti Tripun Katedrali
  • Sveti Luka kilisesi
  • Prens Sarayı
  • Napoleon Tiyatrosu
  • Tivat Kasabası

Otel Önerileri
Kotor'da kalmaktansa 20 dakika uzaklıktaki Budva otellerini tercih edin. Budav hem plajları hem otelleri hem de restoranlarıyla Kotor'dan daha iyi imkanlara sahip bir kasaba.

Restoran Önerileri
Konoba Scala Santa: En eski restoranlardan biriymiş. Otantik bir yer. Balık çorbaları çok başarılı.


1 yorum: