Latincede Montenegro Karadağ anlamına geliyor ve şehrin ismi İtalyanlardan
kalma. İtalyanlar şehri istila etmek için geldiklerinde gördükleri manzaraya
bakarak Montenegro demişler buraya.
Gerçekten de Karadağ'ın kara kara ve sıra sıra dik dağlardan oluşan ilginç bir
coğrafyası var. Avrupa’nın en güney ucundaki bu fiyordları görmek bizi
çok heyecanlandırdı.
KOTOR KÖRFEZİ |
Dubrovnik’ten sabah erkenden ayrılıp araba ile Karadağ’a gittik. Araba
kiralayarak sınırı geçecekseniz mutlaka bu bilgiyi araç kiralama şirketine
verin, çünkü sınırı geçebilmeniz için size ve arabaya bir sürü evrak
hazırlamaları gerekiyor. Normal şartlarda sınıra 45
dakika içinde varabiliyorsunuz, o kadar yakın Dubrovnik – Karadağ arası. Sınır
da çok kolay geçiliyor. Öyle uzun kuyruklarla ve bürokratik işlemlerle
bayıltmıyorlar. Sınır civarında çok uyduruk görünen Duty Free’ler var. Sabahın
erken saati olduğu için tümü kapalıydı ama açık olsa bile hiçbir çekiciliği yok
mağazaların.
Karadağ bizim görmeyi merakla beklediğimiz bir ülkeydi ve tadının
damağımızda kalacağını baştan biliyorduk.
Kotor körfezi girişindeki kasabalardan Herseg Novi ve Perast’a
uğrayıp, sonrasında kıyıdan körfezi dolanarak Kotor, Budva
şehirlerine ve Budvanın sosyetik adası Stefan Stevani’ye gitmek üzere program yaptık.
Körfezi uzun uzun dolanmadan Herseg Novi’den karşı kıyı olan Tivat’a feribotlar
da var. Dönüşte biz de bu feribotu kullandık. Bu sayede dönüşte hem Tivat’ı
gezmiş olduk hem de yolu yarı yarıya kısalttık. Gidişte değil ama dönüşte mutlaka
arabalı feribotu tercih edin bence.
Herseg Novi.. Uğramadan
devam etmeyin.
İlk durağımız Herseg Novi. Burası 1300’lerde Bosna Kralı
tarafından kurulmuş. Etrafta çok fazla Osmanlı mimarisinden örnekler var. Çok uzun
süre Osmanlı hakimiyetinde kalıp Osmanlı’dan sonra Avrupa’nın elinde oyuncak
olmuşlar. İlginç rivayetler var burayla ilgili hepsi de kanlı. Buram buram
tarih kokuyor bu küçücük yer. Türkler de çok seviliyor burada.
HERSEG NOVİ |
Perast...
Buradan sonraki durağımız Perast. Çok hoş bir yer burası.
Meydanda kocaman bir taş kahve var. Hemen karşısında Gospa Od Skrpjela adası. Bu
adada yerleşim yok. Ancak nedenini anlamadığımız bir kilise inşa edilmiş.
İsteyenler deniz taksilerle kiliseyi ziyaret edebiliyor.
GOSPA OD SKRPJELA ADASI |
Perast- Kotor arasındaki yol boyunca denize girmek için harika yerler
gördük. Plaj olmayan ama yolun kenarına yapılmış birkaç basamakla
kolayca denize girilebilecek yerler bunlar. Perast'ı zaten çok sevmiştik.
Bu özelliğinden dolayı daha çok sevdim ben. Hayalimizdeki ‘çek sağa hop
suya’ tatilini burada gerçekleştirdik çünkü..
PERAST |
Kotor körfezini geçerken çok güzel manzaralar çıktı karşımıza ama yol o
kadar dar ki kenara çekip her yerde de doya doya fotoğraf çekemedik.
Kotor’a vardığımızı limandaki dev cruise gemilerinden, lüks
teknelerden hemen anladık. Dubrovnik’in masmavisi denizi
Karadağ’da devam etse de dimdik siyah dağlar denize ve atmosfere değişik bir
hava katmış. Böylesine derin bir kanal, vahşi ve farklı bir doğa görmek bizi
çok mutlu etti. Ama şehre dışarıdan bakınca Dubrovnik’in başka bir
versiyonu dedik. Etrafı göz alıcı surlarla çevrili ve aynı Dubrovnik gibi bir
Ortaçağ şehri. Uzun yıllardır Unesco koruması altında. Tüm şehir 3 saat içinde
bitecek kadar da küçük. Limanı şehirden daha kalabalık. Çünkü sabah gelip
akşamüstü ayrılan gemilerin uğrak yeri burası.
Avrupa’nın en güneyinde ve en derin fiyordunun ucunda yer alan bu etkileyici
şehri Barbaros Hayrettin de Osmanlı topraklarına katmak istemiş ama
başaramamış.
KOTOR SURLARI |
KOTOR ORİUZ KAPISI |
SAAT KULESİ |
ST TRYPHON KATEDRALİ |
Etraf çok güzel taş binalarla dolu. Hepsi restore edilmişler ve bakmaya
doyamayacağınız kadar güzeller. Sokaklar daracık, kalabalık ve cıvıl cıvıl.
Dubrovnik’te görmeye alıştığımız pencere ve balkonlardan sarkan her türlü,
çarşaf, havlu, don gömlek aynen Kotor’da da var. Sokakları da mis gibi
kokutuyor bu yeni serilmiş çamaşırlar bu arada.
KOTOR ARA SOKAKLARI |
KOTOR ARA SOKAKLARI |
KOTOR STARİ GRAD |
Çok güzel ve tarih kokan bir şehir burası. Tarihi görüntüsünün
aksine balkonlarından sarkan renk renk çiçekler, kaldırımlarda sohbet eden
sakinleriyle gayet aktif ve dışa dönük bir hali var.
Tarihi yapıların büyük
kısmı ev, otel ve restorana dönüştürülmüş. Avrupa’nın zenginleri bu tarihi doku
için Kotor’dan ev alma yarışına girmişler. Krizden önce evlerin metrekaresi 7
bin TL’yi bulurken, krizle 3 bin TL’ye inmiş. Şu anda fiyatlar gayet uygun ilgilenenler
için.
KOTOR SOKAKLARI |
Akşam saatlerinde gezilmesi daha keyifli bu arada. Gündüz sıcaklarını
koylarında denize girerek, akşam saatlerini şehirde gezerek geçirmenizi tavsiye
ederim.
KOTOR KALESİ GİRİŞİ |
Gezmesi çok keyifli, doğası şaşırtıcı olduğu kadar heyecan verici bir yer
Kotor körfezi. Tek kelimeyle ilham verici. Tekrar tekrar gelinip, farklı yerler
keşfedilecek kadar da zengin.
Görülmesi gereken
yerler:
- Herseg Novi kasabası
- Perast Kasabası
- Gospa Od Skrpjela Adası
- Saat Kulesi
- Sveti Ivan Kalesi
- Sveti Tripun Katedrali
- Sveti Luka kilisesi
- Prens Sarayı
- Napoleon Tiyatrosu
- Tivat Kasabası
Otel Önerileri
Kotor'da kalmaktansa 20 dakika uzaklıktaki Budva otellerini tercih edin. Budav hem plajları hem otelleri hem de restoranlarıyla Kotor'dan daha iyi imkanlara sahip bir kasaba.
Restoran Önerileri
Konoba Scala Santa: En eski restoranlardan biriymiş. Otantik bir yer. Balık
çorbaları çok başarılı.
thank's your information,,
YanıtlaSil